Uyuşturucu madde ticareti suçu, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun Kamunun Sağlığına karşı suçlar kategorisinde yer alan ve niteliği itibariyle ağır cezalar ve yaptırımlar verilen suç türlerinden olup, uyuşturucu ticareti suçunda soruşturmanın başından kovuşturmanın bitimine kadar ele geçirilen ve toplanan deliller, yapılan savunmalar önem arz etmektedir.
Uygulamada yoğunlukla yapılan hataların başında kolluk kuvvetlerince yapılan teknik takip, fiziki takip, baskın veya üst aramasında, konut yahut işyeri aramalarında polis veya jandarmanın kişilerin üstünde hassas terazi buldukları anda kişiyi uyuşturucu kullanıcısı değil muhtemel uyuşturucu taciri şeklinde nitelendirmelerine, ön yargılı davranmalarına sebep olmakta bu durum sonucu kişi kendisini cezaevinde bulmaktadır. Gerçekten de bu yanılgı nedeniyle telafisi güç ve imkansız mağduriyetler ortaya çıkmaktadır.
Kişinin üzerinden hassas terazi çıkmış olması bu kişinin uyuşturucu ticareti yaptığına tek başına delil olarak kabul edilemez. Bunun yanında Yargıtay içtihatlarıyla ortaya konmuş olan diğer kriterlerinde mevcut olması gerekecektir. Eğer hassas terazi tek başına kişinin uyuşturucu ticareti yaptığını ortaya koyacak ise bir kişinin üzerinde Bıçak bulunması o kişiyi bıçak bulundurma suçu yerine adam öldürme suçundan tutuklamak gerekirki bu durumun adil yargılama hakkı ile örtüşmediğini söylemeliyiz.
Salt olarak hassas terazinin bulundurulması uyuşturucu ticaretine delalet etmez. Nitekim uyuşturucu maddeyi kullanmak amacıyla bulundurma suçunu işleyen kişiler de çoğu zaman aldıkları uyuşturucu maddelerin pahalı olması, fazla içimde sağlıklarında sorunlar yaratabileceği hatta ölümleriyle bile neticeleneceği sebebiyle yanında hassas terazi taşımakta, aldığı yasak maddelerin miktarını ölçmektedirler.
Yukarıda da ayrıntılı olarak ele aldığımız gibi hassas terazi tek başına kişinin uyuşturucu ticareti suçundan mahkumiyetine yeterli olmayıp, eğer ki fail, uyuşturucu ticareti suçunu işliyorsa bu suçun somut delilleri olması gerekir. Uyuşturucu ticareti suçunu ve uyuşturucu kullanmak amacıyla bulundurmak suçundan ayıran kanun metni açık olup bu konu hakkında ayrıca Yargıtay içtihatlarında da kesin ve somut delil aramıştır. Ancak şunu da belirtmek isteriz ki, uygulamada genellikle uyuşturucu suçlarında hassas terazi kullanan kişiler satıcılıkta kullanmakta olup, içicilikte ise bu sayı azdır. Pek tabi her olayın şart ve koşullarını ayrı ayrı değerlendirip, elde edilen bütün deliller ışığında suç tayini yapılmalıdır.
Yargıtay içtihatlarındada belirtildiği üzere Uyuşturucu maddenin kişisel kullanımı aştığı durumlar bir nebze kabul edilebilir ama uyuşturucu maddenin ayrı ayrı paketlenmiş olması yanında hassas terazinin bulunuyor olması uyuşturucu ticareti suçu için yeterli görülmemelidir. Bunun yanında belirlenen diğer kriterlerde göz ardı edilmemelidir.
10. Ceza Dairesi 2017/31 E. 2017/832 K.
23/12/2015 tarihinde ikametinde ele geçirilen hassas terazinin eroin bulaşıklı olmasına rağmen eroin sattığına dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığından hakkında TCK’nın 188/4. maddesinin de uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde fazla ceza tayininin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulduğu,
9. Ceza Dairesi 2015/16426E. 2015/6242 K.
Sanıkların ortak kaldıkları ikamette ele geçen eroin ve kokain bulaşıklı hassas terazi haricinde eroin yada kokain sattıklarına dair yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden sanıklar hakkında TCK’nın 188/4. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini, Bozulmasıa,28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Ceza Genel Kurulu 2017/344E. 2020/140 K.
ikametinde ele geçirilen eroin bulaşıklı hassas teraziyi evinde ve bazen de iş yerine götürerek kullandığını söyleyen, adli sicil kaydı itibarıyla kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği anlaşılan ve uyuşturucu madde kullandığını savunan sanığın, üç ayı aşan bir süre takip edilmesine rağmen bu süreçte suç unsuru teşkil edebileceği değerlendirilen 28.09.2015 tarihli görüşmeleri dışında başka herhangi bir görüşmesinin ve teknik araçla izleme kararı süresince de uyuşturucu madde ticareti yaptığı şüphesini uyandıracak herhangi bir eyleminin tespit edilememesi, sanığın terazide kalıntısı tespit edilen eroini “kullanma dışında bir amaçla” bulundurduğuna dair dosya kapsamı itibarıyla somut herhangi bir delil olmadığı gibi terazide tespit edilen eroin bulaşığının ne zaman ve ne şekilde oluştuğuna dair herhangi bir bilginin de bulunmaması dikkate alındığında, bu konuda oluşan şüphenin sanık aleyhine değerlendirilemeyeceği ve sanık hakkında TCK’nın 188.maddesinin 4. fıkrasının uygulama koşullarının oluşmadığı,