KASTEN ÖLDÜRME SUÇU (TCK 81-82)
Toplum arasında cinayet olarak da bilinen kasten öldürme, bir başka insanın hayatına bile isteye son verilmesine denilmektedir. Kasten öldürme suçu TCK’ nın ikinci kısmında kişilere karşı suçlar kategorisinde hayata karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. TCK madde 81’ de bu suçun temel hali 82. maddesinde ise nitelikli hali yer almaktadır. Burada kanun koyucu tarafından korunan hukuki değer ise kişilerin yaşam hakkıdır.
TCK md. 81 ‘’ Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır’’ kanun hükmü gereğince basit şekilde kasten öldürme suçunu işleyen bir faile verilecek ceza müebbet hapis cezasıdır.
Kasten öldürme suçundan bahsedebilmemiz için öldürme eylemi tek başına yeterli olmayıp bunu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi lazım. Örneğin; araç kullandığı esnada karşıdan karşıya geçen bir yayaya istemeden çarpma eyleminde yaya ölmüş dahi olsa kasten öldürme suçundan bahsedilmez. Burada taksirli öldürme eyleminden bahsedilir. Ancak sevmediği bir insanı 15.kattan aşağı iten ve ölümüne sebebiyet verilmesi durumunda burada kasten öldürme eyleminden bahsedilir.
Kasten Öldürme Suçunu Kim İşleyebilir
Kanun maddesinin temel halinde herkes bu suçun faili olabilir. Yani bu suçu herkes işleyebilir. Ancak nitelikli hallerinden bahsettiğimiz durumlarda bu suçu işleyecek failin bir takım özelliklerinin olması lazım. Örneğin; alt soya yada üst soya karşı öldürme eyleminden bahsetmemiz için bir hısımlık bağının olması gerekir.
Kasten Öldürme Suçu Kimlere Karşı İşlenir
Kasten öldürme suçunun oluşabilmesi için mağdurun yani öldürülen kişinin;
· İnsan olması
· Canlı olması
gerekmektedir. Öldürme suçu ancak insan ve canlı olması koşuluyla gerçekleşir. Buradaki canlı olmadan kastedilen ise sağ olarak hayata gelmiş olması yani doğum olayının gerçekleşmesi lazım. Bunun yanında bir de ölmemiş olmasıdır. Bugün tıbben bir insanın ölümünden bahsedilmesi için yaygın olarak benimsenen görüş beyin ölümünün gerçekleşmesidir.
Kasten Öldürme Suçunun İşleniş Biçimleri
Kasten öldürme eylemi serbest hareketli bir suç olduğu için bu suç icrai hareketle işlenebildiği gibi ihmali hareketlerle de işlenebilir. TCK 81 ve 82. maddesinde icrai hareketlerle kasten öldürme suçu düzenlenmişken ihmali hareketlerle öldürme suçu ise 83.madde de düzenlenmiştir. İcrai hareketlerle kasten öldürmede herhangi bir sınırlama yoktur. Ancak ihmali hareketlerle kasten öldürme suçundan bahsedebilmek için kanunun yüklediği belirli koşullar mevcuttur.
Bir insanı bıçakla, silahla, yumrukla, sopayla ya da taşla öldürmek icrai hareketlerle kasten öldürme suçudur. İhmali hareketlerle kasten öldürmeyi daha iyi anlaşılabilmesi için konu başlığı altında ileride vereceğiz.
Kasten öldürme suçlarında teşebbüs hükümleri de uygulanabilir. Burada teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için öldürme eyleminin gerçekleşmemesi gerekmektedir. Örneğin fail, mağduru öldürmek için vücudunun üst bölgesine 4-5 el ateş etti ancak mağdur şans eseri hayatta kalırsa burada öldürmeye teşebbüs hükümlerinden bahsedilir ya da fail, mağdura yakın mesafeden 4-5 el ateş açtı ancak hiçbirisi isabet etmeden mağdur kaçarsa yine teşebbüs hükümlerinden bahsedilir.
Kasten Öldürme Suçlarında Haksız Tahrik İndirimi Yapılır mı?
Haksız tahrik, TCK 29. maddede düzenlenmiştir. Kanuna göre, ‘’Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir.’’
Kasten öldürme suçlarında da haksız tahrik olması durumunda indirim yapılır. Örneğin maktul faili dövdü diye öldürmesi durumunda haksız tahrik indirimi ortaya çıkacaktır.
Kasten Öldürme Suçlarında Meşru Müdafaa (Meşru Savunma) Hükümleri Uygulanır mı?
Meşru savunma, TCK 25. maddede düzenlenmiştir. Kanuna göre, ‘’Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.’’
Meşru savunmanın “haksız saldırı” koşulu bakımından,“gerçekleşen haksız saldırı” ile “gerçekleşmesi muhakkak haksız saldırı” veya“tekrarı muhakkak haksız saldırı” aynı sayılmıştır. Böylece kişilerin haksız saldırılara karşı kendilerini korumaları olanağı daha da genişletilmiş olmaktadır.
Savunmanın“saldırı ile orantılı biçimde” olması, yani saldırıyı defedecek ölçüde olması, meşru savunmanın temel koşullarından birisi olarak kabul edilmiştir. Saldırıya uğrayan kişi, ancak bu saldırıyı etkisiz kılacak ölçüde bir davranış gerçekleştirdiği takdirde, meşru savunma hukuka uygunluk nedeninden yararlanacaktır. Dolayısıyla bu koşullar altında bir kasten öldürme eylemi gerçekleşmesi durumunda meşru savunmadan söz edilebilir. Örneğin, maktulün faile silah doğrultup ateş etmeye yeltenmesi esnasında failin kendisini korumak için yerden bir taş alıp maktule fırlatması sonucunda taş kafasına gelip ölürse burada meşru müdafaadan söz edilir.
Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri
1. Fiilin tasarlanarak işlenmesi
Kanun maddesinde tasarlama kavramından kastedilenin ne olduğu açıklanmamış ancak Yargıtay ve yerleşik içtihatlara göre kabul edileniki görüş vardır; bir görüşe göre; failin, fiilini soğukkanlılıkla işlemesi şeklinde açıklanmıştır. Buna göre, adam öldürme gibi ağır bir hareket ve sonucu olan ölümü bilerek ve isteyerek yerine getiren ve bu süreci sinirsel bir değişmezlik içinde gerçekleştiren, mağduru hiçbir acıma, heyecan, sinirlenme olmaksızın öldüren kişi, taammüden fiilini işlemiş kişidir.Buna karşılık ileri sürülmüş ikinci görüşe göre; adam öldürmede failin belirli bir plan çerçevesinde fiilini işlemesi, plana uygun olarak silahını alması, mağduru gözlemesi, fiilin zamanını tespit etmesi durumunda kastın yoğunluğundan söz edilir. Plan kurmanın söz konusu olabilmesi, planın tamamen, tüm ayrıntıları ile uygulanmaması ve fakat ana hatlarına bağlı kalınarak fiilin icra edilmesi yeterlidir.
Türk hukuk uygulamasında, daha çok plan kurmaya doğru yönelmiş bir karma görüş ileri sürülmüştür: Failin, eylemini icrada sebat ve ısrarı gösteren makul bir zaman aralığının bulunması, bu zaman içinde failin sağlıklı olarak düşünmesi ve fiilini gerçekleştirip gerçekleştirmeme yönünde muhakeme yapması, buna rağmen kararından vazgeçmemesi kastın yoğunluğunu ortaya koyacaktır.
2. Fiilin canavarca bir hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi
Canavarca histen kastedilen şey failin öldürme eyleminden zevk ve keyif almasıdır. Burada bir psikopatlık derecesinden de bahsedilebilir.Çünkü fail sırf öldürmek için öldürme eylemini gerçekleştirip bu eyleminden zevk almaktadır. Diğer yandan öldürme eylemlerinde vahşiyane yöntemler kullanmaktadır. Örneğin; testereyle adamı parça parça bölerek öldürmesi, vücudunun her yerine çiviler çakılarak öldürülmesi gibi. Nitekim Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 29.12.2004 tarihli ve 2994/4402 sayılı kararında canavarca hissi; toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü, içtepi ve amaç itibariyle tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimi sergileme şeklinde belirtmiştir.
Eziyet çektirme; daha çok mağdurla ilgili bir kavramdır ve acı ve ıstırap duymayı, zaman içinde sürekli bir ıstırapla hayatı kaybetmeyi ifade etmektedir.. Budurumda, kişi hemen değil, belli bir süreç içinde acı çektirilerek öldürülmektedir. Örneğin kişiye gözleri çıkarılarak, kulağı ve sair organları kesilerek acı çektirilmekte ve sonuçta öldürülmektedir.
3. Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama yada nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle fiil işlenmesi
Burada fail, yangın, su baskını, bombalama ve diğer hallerle mağdur ya da mağdurların ölümüne sebebiyet vermektedir. Buradaki durumlarda eylemlerin tahrip gücü çok fazla olması nedeniyle fail öldürmeyi istediği mağdurla birlikte birden fazla kişinin de ölümüne sebebiyet verebilir. Sonuç olarak fail her ölümden dolayı olayın oluş biçimine göre ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
4. Üst soy ve alt soydan birine ya da eş veya kardeşe karşı fiilin işlenmesi
Fail ile mağdurun üst soy veya alt soy olması, bu ilişkinin kan hısımlığına bağlı olması, evlilik nedeniyle bu ilişkinin oluşmaması (sıhri hısımlık) gerekmektedir . Yani torun, dede, çocuklar, ana, baba, büyükanne, büyükbaba gibi.
Kardeş terimi, evlilik içi kardeşi, ana bir ya da baba bir kardeşi ifade etmektedir. Evlilik dışı kardeşin buanlamda kabul edilebilmesi için, Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde tanınma gereklidir.
Eş, Medeni Kanun hükümleri çerçevesinde evlenmiş karı kocayı belirtmektedir. Ayrılık kararı verilmiş olması, eşlerden birinin diğerini terk etmesi, boşanma kararının kesinleşmemesi, bu ilişkinin ortadan kalkmaması sonucunu meydana getirmemektedir. İmam nikahı sonucu birlikte yaşama, eşler arası ilişki olarak kabul edilmemelidir.
5. Kasten adam öldürme suçunun, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye karşı işlenmesi hali
Çocuğun kim olduğu TCK. 6/1-b’de tanımlanmıştır. Buna göre çocuk, on sekiz yaşını doldurmamış kişidir.
Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak halde bulunan kimseler, yaşlı, hasta, sakat ya da geçici, daimi rahatsızlık içinde bulunanları ya da benzer durumda olan kişileri belirtmektedir.
Bu durumda olan kişilerin savunma olanakları çok zayıftır; Özellikle beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olma, somut olaylara göre değerlendirilmelidir.
6. Fiilin gebe olduğu bilinen kişiye karşı işlenmesi
Kanun koyucu tarafından bu nitelikli halin kabul edilmesinin nedeni, savunmasız bir kişiye karşı fiilin işlenmesi kolaylığı olduğu gibi, anne rahminde bir varlığın bulunmasıdır. Nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurenin gebe olduğunun bilinmesi, dolayısıyla failin bunu bilmesi gereklidir. Fail bunu bilmiyorsa kasten öldürme suçunun temel halinden cezalandırılır. Fiil sonucunda cenin de ölmüş ise, failde kast olmadığı için ayrıca çocuk düşürmeden sorumlu tutulmaz.
7. Kasten adam öldürmenin, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi
TCK 61. maddede kamu görevlisinin kim olduğu belirtilmiştir. Kamu görevini yerine getiren kişinin, kamu görevlisi olduğunu belirtmektedir. Buradaki kamu görevlisi kamusal faaliyetler yürüten kişidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, failin kamu görevlisini görevi nedeniyle öldürmesidir. Örneğin, fail hırsızlık eylemini gerçekleştirdi ve kaçarken polis tarafından yakalanıyor bu esnada polisi bıçaklayıp elinden kaçarsa burada fail kamu görevini icra eden polisi öldürmüş olur ve bu maddeden cezalandırır. Eğer mesaisi bitmiş görev başında olmayan bir polis memuru tartıştığı bir vatandaş tarafından bıçaklanıp öldürülürse burada nitelikli halden bahsedemeyiz ve fail kasten öldürmenin temel şeklinden ceza alır.
8. Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten adam öldürmenin işlenmesi
Belirtilen nedenlerin nitelikli hal olarak kabul edilmesi, adam öldürmenin bir başka suça bağlı olarak işlenmesi gerekmektedir. Ancak diğer suçun işlenmesi şart değildir. Örneğin failin uyuşturucu ticaretini yaptığına tanıklık edecek kişinin fail tarafından öldürülmesi ya da banka soymak için bankayı koruyan güvenlik görevlisini öldürmek gibi.
9. Suçun, bir suçu işleyememekten dolayı duyulan infialle işlenmesi
Failin bir başka suç işlemek istemesi ve fakat bu suçu işleyememesi dolayısıyla içine düştüğü öfke, kızgınlık ve tepki ile adam öldürme suçuna yönelmesi durumudur.
10. Kan gütme saiki ile öldürme
Kan gütme, bir kişinin, kendi ailesinden ya da akrabalarından birini başka bir aileden bir kişinin öldürmesi karşısında onu öldürmeyi görev sayması ve bu eylemi yerine getirmesidir. Bu tip eylemler yıllarca ülkemizde yaygın olarak görülmüştür. Örneğin; babasını öldüren kişiyi bu nedenle öldüren gibi.
11. Töre saikiyle öldürme
Töre, bir toplumdaki bireylerin büyük bir kısmının inandığı ve terbiye ve ahlak kuralları ve bunların etkilediği davranış biçimleri olarak belirtilmektedir. Töre cinayetleri ülkemizde yıllarca yaygın olarak maalesef görülmüştür. Örneğin; cinsel saldırı sonucu hamile kalan bir kadının öldürülmesi ya da sevdiğiyle kaçan kadının aile meclisi tarafından infaz edilmesi sonucu karar çıkması ve hem kadının hem de kaçtığı kişinin öldürülmesi gibi.
Yukarıda kasten öldürme suçlarının nitelikli halleri tek tek sayılmıştır. Nitelikli hallerden biriyle öldürme eylemi gerçekleştiren fail ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla yargılanır.
Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi
İhmal suretiyle adam öldürme suçu TCK madde 83’ te şu şekilde düzenlenmiştir;
(1)Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2)İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a)Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b)Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3)Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
İhmal, kişiye belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğünün yüklendiği hâllerde, bu yükümlülüğe uygun davranılmamasıdır.Belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğüne aykırı olarak bu davranışın gerçekleştirilmemesi sonucunda, bir insan ölmüş olabilir. Örneğin, bir sağlık kuruluşunda görev yapan tabip ya da hemşire durumu acil olan bir hastaya müdahale etmez ve sonuçta hasta ölür. Ya da bir cankurtaranın boğulan birini kurtarmaması sonucunda ölmesi ya da Örneğin, taksirle bir trafik kazasına neden olan kişi, kaza sonucunda yaralanan kişilerin bir an önce tedavi edilmelerini sağlama konusunda bir yükümlülük altına girmektedir. Eğer yaraladığı kişileri orada bırakıp kaçarsa ve o şahıslar ölürse bu kişi bunların ölümüne ihmal suretiyle sebebiyet vermiş olacaktır.
İhmali davranışla sebebiyet verilen ölüm neticesinden dolayı sorumlu tutulabilmek için, neticeyi önlemek hususunda soyut bir ahlaki yükümlülüğün varlığı yeterli değildir; bu hususta hukuki bir yükümlülüğün varlığı gereklidir. Bu yükümlülük kanuna, sözleşmeye ya da yönetmeliğe dayanabilir.
Kasten Öldürme Suçlarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Kasten öldürme suçu ağır suçlardan olduğu için görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi ya da ona en yakın ağır ceza mahkemesidir.
Kasten Öldürme Suçu Şikayete Tabi Midir?
Şikayete tabi olan suçlar Türk Ceza Kanunu’nda belirtilmiştir. Kanun metninde hangi suçların şikayete tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak öldürme suçunun ne temel hali ne de nitelikli hali şikayete tabi suç değildir. İhbar ya da re'sen tespiti durumunda dahi soruşturma başlatılabilir. Bu nedenle savcılık tarafından re'sen (kendiliğinden)soruşturma başlatılacaktır. Maktulün yakınları şikayetçi dahi olmasa re'sen yürütülecek davalardır.
Kasten öldürme (Cinayet) Avukatı
Öldürme suçları niteliği itibariyle ağır cezalık suçlardan olması ve verilen cezaların yüksek olması nedeniyle muhakkak bir ceza avukatıyla birlikte savunmanızın yapılması lehinize olacaktır. Çünkü avukat burada meşru savunma, haksız tahrik, kast ya da taksir gibi teknik konular ışığında alacağınız ceza miktarlarının az olması ya da ortadan kalkması için doğrudan etkili olabilecektir. Çalışacağınız öldürme davalarına bakan avukatın nerede olduğunun ya da suçun nerede işlendiğinin hiçbir önemi yoktur. Davanız Bakırköy, Çağlayan, Kartal, Ankara yada İzmir adliyesinde görülmesi fark yaratmamaktadır. Burada önemli olan kriter çalışacağınız avukatın etkin bir şekilde savunma yapmasıdır. Bu yüzden arama yaparken ağır ceza avukatı İstanbul, ağır ceza avukatı Bakırköy, ağır ceza avukatı Çağlayan, ağır ceza avukatı Kartal diye arama yapmanıza gerek yoktur.
Ağır Ceza Davası Avukatlık Ücreti
Öldürme suçlarında bir ağır ceza avukatı tutulması mutlak surette kaçınılmazdır. Aksi takdirde çok yüksek cezalarla karşı karşıya kalınabilir. Ağır ceza davası avukatlık ücreti, müvekkilile avukatlar arasında özgürce belirlenebilir. Ancak her yıl Resmi gazetede yayımlanan ücretlerden az olamaz. İstanbul Barosu her yıl yayımladığı tavsiye niteliğinde ücret tarifesi yayımlamaktadır. Ağır ceza dava ücretleri, asliye ceza dava ücretleri belirlenmiştir.