CEZA YARGILAMASINDA HUKUKA AYKIRI DELİL
I.GİRİŞ
Ceza muhakemesinin temel amacı, maddi gerçeğe ulaşmak olmakla birlikte bu amaç, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve adil yargılanma ilkesi ile sınırlandırılmıştır. Bu çerçevede, gerçeğe ulaşma uğruna hukuka aykırı yöntemlerle delil elde edilmesi kabul edilmemiş; hukuka aykırı delil yasağı, çağdaş ceza muhakemesinin vazgeçilmez ilkelerinden biri haline gelmiştir.
Hukuka aykırı delil yasağı, yalnızca sanığın korunmasına değil; aynı zamanda devletin yargılama yetkisini hukukla sınırlamasına hizmet eder. Bu nedenle hukuka aykırı delil, ceza yargılamasında mutlak değerlendirme yasağına tabi tutulmuştur.
II.HUKUKA AYKIRI DELİL KAVRAMI
A. Hukuka Aykırı Delilin Tanımı
Hukuka aykırı delil;
Anayasa, kanun veya evrensel hukuk ilkelerine aykırı yöntemlerle elde edilen ve ceza yargılamasında kullanılmasına izin verilmeyen delildir.
Bu aykırılık;
• Delilin elde edilme yöntemine
• Delilin yargılamada kullanılmasına
• Delilin değerlendirilmesine ilişkin olabilir.
III. HUKUKA AYKIRI DELİL YASAĞININ ANAYASAL DAYANAĞI
A. Anayasam. 38/6
“Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.”
Bu hüküm, hukuka aykırı delil yasağını anayasal güvence altına almış, yasağı mutlak hale getirmiştir.
Önemli Hususlar:
• Hüküm emredici niteliktedir
• Hakim takdirine bırakılmamıştır
• Delilin güvenilir olup olmaması önem taşımaz
• Kamu yararı gerekçesiyle istisna getirilemez
Bu yönüyle Türk Hukuku, hukuka aykırı delil konusunda katı (mutlak) yasak sistemini benimsemiştir.
IV.CEZA MUHAKEMESİ KANUNU’NDA HUKUKA AYKIRI DELİL
A. CMKm. 206/2-a – Delilin Reddi
“Delil, kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur.”
Bu düzenleme, hukuka aykırı delilin yargılamaya hiç girmemesi gerektiğini ifade eder.
B. CMKm. 217/2 – Değerlendirme Yasağı
“Yüklenen suç, hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”
Bu hükümle:
• Hukuka aykırı delilin hükme esas alınamayacağı
• Delilin dosyada bulunmasının tek başına yeterli olmadığı açıkça ortaya konmuştur.
C. CMKm. 148 – İfade ve Sorguda Yasak Usuller
Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.
İşkence, kötü muamele, tehdit, aldatma, cebir veya hukuka aykırı vaatlerle alınan ifadeler delil olarak kullanılamaz.
Bu hüküm, irade özgürlüğüne dayanmayan delillerin mutlak surette yasak olduğunu düzenler.
D. CMKm. 135–140 – Koruma Tedbirleri
Telefon dinleme, gizli soruşturmacı, teknik takip gibi tedbirlerin:
• Hakim kararı olmadan
• Kanuni şartlar oluşmadan
uygulanması halinde elde edilen tüm veriler hukuka aykırı delil niteliğindedir.
E. CMKm. 230 ve 289 – Hükmün Denetlenmesi
• Hukuka aykırı delile dayanılarak hüküm kurulması
→Gerekçesiz karar
→ Kesin hukuka aykırılık
→ Bozma sebebi olarak kabul edilmektedir.
V. HUKUKA AYKIRI DELİL TÜRLERİ
A. Doğrudan Hukuka Aykırı Delil
Kanuna açıkça aykırı şekilde elde edilen delildir.
Örnek:
• Hakim kararı olmaksızın yapılanarama
• Usulsüz el koyma, dinleme
• İşkence ile alınan ifade,
B. DolaylıHukuka Aykırı Delil
(ZehirliAğacın Meyvesi Doktrini)
Hukuka aykırı bir delilden hareketle elde edilen ikinci delil de hukuka aykırıdır.
Türk hukukunda bu doktrin kural olarak kabul edilmektedir.
VI. HUKUKA AYKIRI DELİLİN YARGILAMADAKİ SONUÇLARI
1. Delil dosyada bulunsa dahi dikkate alınamaz
2.Mahkumiyet hükmüne esas alınamaz
3.Gerekçede Dayanak Gösterilemez
4. İstinaf ve temyizde bozma sebebidir
5. AYM veAİHM nezdinde hak ihlali sonucu doğurur
VII. YARGITAYVE AYM UYGULAMASI (GENEL ÇERÇEVE)
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında;
• Hukuka aykırı delilin mutlak yasak olduğu
• “Sanık aleyhine de olsa gerçeğe ulaşıldı” gerekçesinin kabul edilemeyeceği
• Delilin güvenilirliğinin hukuka uygunluk yerine geçemeyeceği istikrarlı şekilde vurgulanmaktadır. Örnek kararlar;
· ‘’Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.06.2007 tarih ve 2007/7-147 E.-2007/159 K. sayılı kararında belirtildiği üzere; usulüne göre alınmış arama kararına istinaden, yapılan arama sonunda ele geçen delillerin, sırf arama sırasında bulunması gereken kişilerin orada bulundurulmaması suretiyle şekle aykırı hareket edildiğinden bahisle “hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil”sayılmalarının ve mahkumiyet hükmüne dayanak teşkil edememelerinin kabul edilemeyeceği gözetilerek….’’
· ‘’Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun 5271 sayılı Kanun'un 135 ve 140 ıncı maddelerindeki katalog suçlar arasında yer almadığı, bu nedenle iletişimin tespiti ile elde edilen görüşme dökümleri ve fiziki takip sonucu elde edilen görüntüler ve tutanakların delil değerlendirme yasağı kapsamında kaldığı ve hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delil niteliğinde olmadığı, hükme esas alınan iletişimin tespiti ve fiziki takip sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu nazara alınıp bunlara dair kayıtlar dışında kalan diğer deliller değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, iletişimin tespiti ile elde edilen görüşme dökümleri ve fiziki takip sonucu elde edilen görüntüler hükme esas alınarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.’’ (11 CD 2022/2566 E2023/1928 K.)
· Yargıtay 10.Ceza Dairesi’nin 03.07.2023 tarihli, 2023/9234 E. ve 2023/6015 K. sayılı kararında; “Bu itibarla; hukuka uygun olmayan teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen bilgilerin Anayasanın 38’nci maddesinin altıncı fıkrası ile 5271 sayılı Kanun′un 206’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a)bendi, 217’nci maddesinin ikinci fıkrası ve 289 uncu maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınamayacağı, hukuka aykırı yolla elde edilen delil ile bu delillerden hareketle elde edilen delillerin de, zehirli ağacın meyvesinin de zehirli olacağı olgusuyla hükme esas alınamayacağının anlaşılması karşısında; bu nedenlerle sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür”
· Yargıtay 10.Ceza Dairesi’nin 07.06.2023 tarihli 2023/6547 E., 2023/5289 K. sayılı kararında; “Dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı, zira 5271sayılı Kanunun 139 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği; yine aynı Kanunun ‘Teknik Araçlarla İzleme’ başlıklı 140’ncı maddesindeki düzenlemeye göre, sanığın teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bir karar bulunmadığı, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karara dayanılarak ve 5271 sayılı Kanunun 140’ncı maddesi uyarınca ayrıca bir karar alınmadan teknik araçlarla izleme ve görüntüleme ve ses alma işlemi yapıldığının anlaşılması karşısında bu şekilde elde edilen deliller hukuka aykırı olup hükme esas alınamaz.”
VIII. DEĞERLENDİRMEVE SONUÇ
Ceza yargılamasında hukuka aykırı delil yasağı, adaletin özü, hukuk devleti ilkesinin temeli ve bireyin devlete karşı korunmasının güvencesidir.
Maddi gerçeğe ulaşmak;
• Hukukun dışına çıkarak değil
• Hukukun çizdiği sınırlar içinde gerçekleştirilebilir.
Aksi yaklaşım, hukuka uygunluk yerine sonuç odaklı bir ceza adaletini meşrulaştırırki bu durum demokratik hukuk devletiyle bağdaşmaz.
Anahtar Kelimeler: ceza, hukuka aykırı delil, ağır ceza, avukat, istanbul avukat, adalet, hukuk

