4. Yargı Paketi Değişikliğine Göre Katalog Suçlar ve Tutuklama Nedenleri
Kamuoyunda 4.yargı paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi ve Bazı Kanunlarda DeğişiklikYapılmasına Dair Kanun Teklifi 9 Temmuz 2021 Cuma günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Kanun teklifinin kamuoyunda en çok tartışma yaratan hükmü, CezaMuhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin 3. fıkrasında katalog suçlar olarak bilinen suç tiplerinde tutuklama koşullarını düzenleyen hükme ‘’somut delillere dayanan’’ifadesi eklenerek bu suç tipleri açısından ancak somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin mevcut olması halinde tutuklama tedbirine başvurulabileceği düzenleme altına alındı.
Kişi hürriyetini kaldırması sebebiyle en ağır koruma tedbiri olarak mevzuatta yer alan tutuklama kararı suistimal ve keyfiyete oldukça müsaittir. Bu sebeple ulusal ve uluslararası anlamda tutuklama kararının verilebilmesi bir takım sıkı şartlara tabi tutulmuştur.
*** CMK madde 100’ ün 3.fıkrasına göre, önceki düzenlemede tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin varlığı yeterli görülüyordu. Ancak yeni düzenlemeye göre tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin varlığı tek başına yeterli olmayıp artık SOMUT DELLİLLERE de dayanması gerekmektedir.
Bu makalemizde yeni değişiklikle birlikte tutuklama nedenleri ve katalog suçları ele alacağız.
Tutuklama Nedir
Şüphelinin ya da sanığın kaçmaması ve delillerin korunması amacı ile geçici olarak başvurulan koruma tedbirine tutuklama denir.
Tutuklamaya Yetkili Merciler
Soruşturma ya da kovuşturmada tutuklama kararını veren hakimdir, cumhuriyet savcılığının sadece belli şartların gerçekleşmesi halinde yakalama kararı çıkartma yetkisi vardır.Soruşturma aşamasındayken tutuklama kararını sulh ceza hakimliği çıkarırken kovuşturma aşamasında kararı ceza davasının açıldığı mahkeme verir. Somut bir olayda tutuklama nedenleri olsa da adli kontrol kararı alınarak tutuklama tedbirine başvurulmayabilir.
Tutuklama Nedenleri
· Kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığı,(önceki yasada kuvvetli şüphe yeterli görülmesine rağmen yeni yasada somut delillerin varlığı şartı getirilmiştir.)
· Bir tutuklama nedeninin bulunması
· Tutuklamanın ölçülü olması
· Tutuklamaya hakim tarafından karar verilmesi,
· Tutuklamaya ancak sanık veya şüpheli hakkında verilebilmesi,
· Tutuklama yasağının bulunmaması şeklinde sayılabilir.
Aşağıda tüm şartlar başlıklar halinde ayrıca incelenecektir.
Tutuklama nedenleri,(cmk m.100) kanun kapsamında belirlenmiştir. Kanun maddesine göre, sanık veya şüpheli hakkında verilen tutuklama kararında önemli iki amaç söz konusudur. Bunlar delillerin korunması ve sanığın kaçmasını önlemektir.
Belge, beyan ve belirti olmak üzere ceza muhakemesinde üç çeşit delil vardır, kişinin bunları karartma, yok etme ya da değiştirme şekline somut bir davranışı olursa tutuklama kararı verilmesi söz konusudur. Yine kişinin kaçma şüphesine neden olacak tavır ve davranışları varsa ya da bu kuvvetli şüphe somut delillere dayanıyorsa tutuklama kararı alınır. Ancak somut deliller yoksa sübjektif değerlendirmelere göre tutuklama kararı alınamaz.
Tutuklama nedenleri için katalog suçlar büyük önem taşımaktadır. Katalog suçların en önemli özelliği, bu suçlardan herhangi birisinin işlenmiş olması halinde şüpheli ya da sanık hakkında tutuklama nedenlerinin var olarak kabul edilmesidir. Katalog suçlar hakkında tutuklama kararı verecek hâkim tutuklama nedenlerinin varlığını ölçülülük ilkesi kapsamında gerekçelendirir ve tartışır. Bu gerekçeler somut bir şekilde ortada olması gereklidir. Ancak şüpheli veya sanık bu katalog suçlarından birisini ya da bir kaçını işlemişse bundan dolayı ceza hükmü sürecine girdiyse yukarıda bahsedilen tutuklama nedenlerini gerekçelendirme yükümlülüğü söz konusu olmamaktadır. Direkt olarak bu nedenler var kabul edilir ve tutuklama kararı verilebilir. Dolayısıyla katalog suçlar aynı zamanda bir karinedir.
Tutuklama Sebebi Varsayılan Haller
Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni varsayılabilir:
a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa. b) Şüpheli veya sanığın davranışları;
1. Delilleri yoketme, gizleme veya değiştirme,
2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa,
CMK’nın 100/2.Maddesinde sayılan durumlarda tutuklama nedeninin var olduğu kabul edilir.Fakat bu hallerin varlığı tutuklama zorunluluğunu doğurmaz. Hakim somut olaya göre değerlendirme yapmak ve vicdani kanaatine uygun davranmak zorundadır.Tutuklama nedenlerinin var sayıldığı hallerde de olayın özelliklerine göre bu tedbir uygulanmayabilecektir.Bunların yanında 100/3. Maddede sayılan katalog suçlar bakımından tutuklama nedeni var sayılır. Kanunda tutuklama nedeninin varsayıldığı haller şu şekilde düzenlenmiştir;
Tutuklama Nedeni Varsayılan Katalog Suçlar
a) 26.9.2004tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
Kasten öldürme(madde 81, 82, 83),
(Ek: 6/12/2006 –5560/17 md.) Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),
İşkence (madde94, 95)
Cinsel saldırı(birinci fıkra hariç, madde 102),
Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
(Ek: 6/12/2006 –5560/17 md.) Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
Suç işleme kamacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
DevletinGüvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314,315),
b) 10.7.1953tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler HakkındaKanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.
c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
d) 10.7.2003tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) 21.7.1983tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74üncü maddelerinde tanımlanan suçlar
f) 31.8.1956tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
g) (Ek: 27/3/2015-6638/14md.) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
h) (Ek:27/3/2015-6638/14 md.) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle MücadeleKanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar.
(4) (Değişik:2/7/2012-6352/96 md.) Sadece adlî para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı 2 fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere CMK’nın 100/3. Maddesinde bazı suçlar bakımından tutuklama nedeni var kabul edilmiştir. Bu suç tiplerinde karine olarak delillerin yok edilmesi veya değiştirilmesi ya da tanık veya mağdurlara baskı yapılması ihtimalinin var olduğu kabul edilir. Fakat unutulmamalıdır ki bu suç tiplerindede şüpheli ya da sanığın tutuklanabilmesi için suç işlediğine dair somut delillerin bulunması gerekir. Bu durumda dahi, tutuklama kararı verilebilmesi hakimin takdirinde olup; tutuklama mecburiyetinden söz edilemez.
Tutuklama Kararı Verilemeyen Suçlar
· Ceza muhakemeleri kanununa göre sadece adli para cezası gerektiren suçlarda,
· 2yıldan daha az ceza verilmesini gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilemez.
2 yıldan daha az suçlarda tutuklama kararı verilemez hükmünün bir istisnası mevcuttur; Hapis cezasının üst sınırına bakılmaksızın vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlarda ceza miktarına bakılmadan da tutuklama kararı verilebilir.
Diğer yandan onbeş yaşını doldurmamış çocuklarda üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis cezası gerektiren suçlardan dolayı tutuklama kararı verilemez.
Tutukluluğa itiraz
Hakim tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir.Tutukluluğa itiraz süresi 7 gündür. Bu süre hesaplanırken kararın verildiği gün hesaba katılmaz. Tutukluluğa itiraz kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. CMK’nın 268/2. Maddesine göre; “Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.”
Tutuklama kararına itiraz hakkı en başta şüpheli ya da sanığa tanınmış bir haktır. Bunlar dışında CMK’nın 262. Maddesine göre; şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler. Şüphelinin veya sanığın başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen işlemler için de geçerlidir
Tutuklamaya itirazın kararlarının incelenme yeri bakımından CMK’nın 268. Maddesinde ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir. İlgili maddeye göre;
· Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.
· Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir
· Naip hakim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi, mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme başkanı veya mahkemeye aittir
· Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler
Tutukluluğa itiraz hakkındaki kararlar dosya üzerinden duruşma yapılmaksızın verilir. Fakat271/1. Maddeye göre gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafi veya vekil dinlenir. Kararların en kısa sürede verilmesi gerektiği belirtilmiş fakat gün sınırlaması yapılmamıştır
CMK’nın 271/4.Maddesine göre “Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.” Burada ilk defa merci tarafından verilen kararlar ifadesini açıklamak gerekecektir. Bu durum Cumhuriyet Savcısının istemine rağmen sanık yada şüphelinin tutuklanmaması hallerinde gündeme gelir. Savcının itirazı sonucunda yetkili merci şüpheli ya da sanığın tutuklanmasına karar verirse bu karara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir.
Tutukluluk Süreleri
· Asliye ceza mahkemesinin yargı yetkisinde olan suçlarda ise tutukluluk süresi en fazla bir yıldır ancak zorunlu hallerde altı ay daha uzayabilir.
· Ağırceza mahkemesi yargılamasındaki suçlarda ve müebbet ya da on yıldan daha fazla hapis cezası gerektiren suçlarda tutukluluk süresi 2 yıldır. Ancak uzatmasüresi ile birlikte tanınan süre üç yılı geçebilir bu durumda kişinin tutukluluk süresinin toplamı beş yılı bulabilir.
· Terörle mücadele kanunu kapsamında uygulanan tutukluluk kararında ise süre 7 yılı geçemez.
· Tüm bu suçlarda CMK madde 102/5’ de çocuklar bakımından azami bir tutukluluk süresi öngörülmüştür. suçun işlendiğinde kişi; on beş yaşından küçükse yarı oranda, on sekiz yaşını doldurmadıysa dörtte üç oranında tutukluluk süresi uygulanmaktadır.
Katalog Suçlardan Ötürü TutuklananKişi Haksız Tutuklama Tazminatı Alabilir mi?
Yukarıdada bahsettiğimiz üzere katalog suçların işlenmiş olması, direkt olarak tutuklama kararı verileceği anlamına gelmez.
Tutuklamanın haksız olduğu ortaya konularak bunun önüne geçilebilir veya tutukluluğa son verilebilir. Yargılama sonucunda da kişi beraat edebilir.
Bu şekilde tutuklamanın haksız olarak verilmiş olduğu tespit edildiği takdirde kişi haksız tutuklama tazminatı alabilir.
Tutuklamada Avukat Yardımı
Tutuklama kararı verilen durumlar yukarıda tek tek olarak sıralanmıştır. Görüldüğü üzere tutuklama kararı verilen suçlar genellikle ağır cezalık suçlar olduğu için muhakkak soruşturma ve kovuşturma evresinde uzman bir ceza avukatıyla çalışmanızı tavsiye ederiz. Çünkü etkin bir savunma verilememesi ya da delilleri zamanında sunulamaması durumunda hakimlik tarafından tutuklama kararı çıkma olasılığı yüksektir. Bu durumda mağduriyet yaşanmaması adına uzman bir ceza avukatıyla çalışılmasını öneririz.