YAĞMA (GASP) SUÇU İLE HIRSIZLIK SUÇU AYRIMI
Bu yazımızda yağma suçu ile hırsızlık suçunun karıştırılması nedeniyle belli başlı farklarını ortaya koyarak söz konusu suçların karıştırılmamasını gaye edindik. Gerçekten de uygulamada yağma suçu ile hırsızlık suçu karıştırılmakta buna mukabil fail cezalandırılırken hukuka aykırı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Yazımızın sonunda ekleyeceğimiz Yargıtay kararındada bu durum açıkça anlaşılacaktır ki bazen işlenen suçun maddi unsurları tam ortaya koyulmadığı için bu tip durumlar ortaya çıkabiliyor.
Öncelikle her iki suçun ayrımına geçmeden evvel Türk Ceza Kanunu’ na göre yağma suçu ile hırsızlık suçu’ nun tanımlarını ve maddi unsurlarına değinelim. Önceki makalelerimizde gerek yağma suçu gerekse hırsızlık suçunu (bknz.) ayrıntılı anlattığımız için bu yazımızda sadece maddi unsurlarına ve tanımlarına değinerek aradaki farkı ortaya koymaya çalışacağız;
· Yağma Suçu; Kanun metninde ‘’ Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi’’ olarak nitelendirilmiştir. O halde yağma suçunun maddi unsurları;
Þ Başkasına ait olan malın alınması,
Þ Kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik Cebir veya tehdit kullanılması gerekmektedir.
· Hırsızlık Suçu; Hırsızlık suçunu kanunda ki tanımıyla belirtmek gerekirse zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimse hırsızlık suçunu işlemiş olacaktır. Hırsızlık suçunun maddi unsurları ise;
Þ Başkasına ait olan malın alınması,
Þ Zilyedinin rızası olmaması,
Þ Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla alınması gerekmektedir.
Yukarıdaki tanımlar ve maddi unsurlara da bakıldığı zaman Hırsızlık suçu ile gasp suçu arasında ortak olan fiil, “başkasına ait olan malın alınması” fiilidir. yağma suçu, hırsızlık suçunun unsuru olan “başkasına ait olan malın alınması” fiiline ek olarak, malın alınması esnasında “cebir” veya“tehdit” kullanılması ile vücut bulan bileşik bir suçtur.
Yine dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise,
Þ Kullanılan bu cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekmekte,
Þ Bu suçta mağdura yönelen iradenin zorlanması eylemi tehdit olarak değerlendirilmeli,
Þ Hafif bir tehlikeyle tehdit yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdidin yağma suçunun oluşması için yeterli olmadığı,
Þ Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yağmadan bahsedilemeyeceğidir.
Eğer ki yukarıda ki kriterlerin varlığından söz edemiyorsak burada yağma suçunun varlığından söz edemeyiz. Bu durumda hırsızlık suçunun oluştuğunu kabulü gerekir. Uygulamada bu durum bazen hatalı değerlendirildiği için failin hırsızlık suçundan ceza alması gerekirken yağma suçundan cezalandırıldığı görülmektedir. Hukuka aykırı durumların ortaya çıkmaması için işlenen bir fiilin hırsızlık suçuna mı yağma suçuna mı vücut verdiği hususu iyi değerlendirilmelidir. Aksi takdirde mağduriyetler kaçınılmaz olacaktır. Aşağıdaki Yargıtay kararında da tam olarak söz konusu ayrımın iyi yapılmaması nedeniyle hırsızlık suçundan failin cezalandırılması gerekirken yağma suçundan dolayı ceza verilmesine ilişkin karar metni yer almamaktadır.
Son olarak Yağma suçları ve hırsızlık suçları niteliği itibariyle cezalarının yüksek suçlardan olması ve verilen cezaların son derece ağır olması nedeniyle muhakkak bir ceza avukatıyla birlikte savunmanızın yapılması lehinize olacaktır. Aksi takdirde hırsızlık suçlarından ceza almanız gereken bir durumdan yanlış değerlendirme sonucu yağma suçundan ceza almanız durumunda çok daha yüksek cezalarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Çalışacağınız ceza davalarına bakan avukatın nerede olduğunun yada suçun nerede işlendiğinin hiçbir önemi yoktur. Davanız Bakırköy, Çağlayan, Kartal, Ankara yada İzmir adliyesinde görülmesi fark yaratmamaktadır.Burada önemli olan kriter çalışacağınız avukatın etkin bir şekilde savunma yapmasıdır. Bu yüzden arama yaparken ceza avukatı İstanbul, ceza avukatı Bakırköy, ceza avukatı Çağlayan, ceza avukatı Kartal diye arama yapmanıza gerek yoktur.
YAĞMA, HIRSIZLIK SUÇUNUN AYRIMINA İLİŞKİN YARGITAY KARARI
T.C.
YARGITAY
6.CEZA DAİRESİ
ESASNO:2012/29507
KARARNO:2015/38211
KARARTARİHİ: 09.03.2015
>YAĞMA,HIRSIZLIK AYRIMI-- TEHDİT İLE YAĞMA---İRADENİN ZORLANMASI EYLEMİ TEHDİT OLARAK DEĞERLENDİRİLECEĞİ
(5237 s. TCK m. 141/1, 148)
ÖZET: Yağma suçunda malın alınması veya verilmesini temin için zilyedin üzerinde cebir ve/veya tehdit kullanılmakta olup, kullanılan bu cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekmekte, bu suçta mağdura yönelen iradenin zorlanması eylemi tehdit olarak değerlendirilmeli, hafif bir tehlikeyle tehdit yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdidin yağma suçunun oluşması için yeterli olmadığı, tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yağmadan bahsedilemeyeceği, bu durumun tespitinin fiili bir mesele olduğu, tehdidin yöneldiği şahıs ile yer ve zaman gözetilerek somut olayda nicelik incelemesi yapılması gerektiği gözetilmelidir.
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır.
Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir,"bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma" anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan "zor", fiziki zorlamadır.
İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Dolayısıyla hafif bir tehlikeyle tehdit yani şahsen ve malen büyük bir tehlike oluşturmayan tehdit dahi yağma cürümünün oluşması bakımından yeterli değildir. Tehlikenin büyük olup olmadığı daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözününe alınarak somut olayda nicelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yine yağmadan bahsedilemez.
Somut olaya gelince;
Parkta karşılaştığı mağdurdan para isteyen sanığın, mağdurun parasının olmadığını beyan etmesi üzerine mağdurdan cep telefonunu istediği, mağdur vermek istemeyince tekrar istediği, bunun üzerine alkollü olan sanıktan korkan mağdurun kendisine zarar verebileceği düşüncesi ile telefonunu sanığa verdiği, sanığın bu defa bana bira alacaksın yoksa telefonunu vermem dediği, mağdurunalamam demesi üzerine telefonun içindeki kartı çıkartıp mağdura verdikten sonra telefonla birlikte olay yerinden uzaklaşması biçiminde gerçekleşen somut olayda; sanık tarafından sarf edilen sözlerin ve/veya mevcut fiziki koşulların yukarıda belirtilen yağma suçunun unsuru olarak betimlenen tehdit kapsamında değerlendirilemeyeceği, mağdurun psikolojik durumu ve/veya ürkek kişiliği ile yarattığı düşüncelerin de bu şekilde algılanamayacağı dikkate alındığında malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ve yağma boyutunda bir cebir bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 141/1.maddesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş,
sanık savunmasının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.